During the interrogation he admitted his guilt.
- Sorgulama sırasında suçunu itiraf etti.
Dan was allowed into the interrogation room.
- Dan'in sorgu odasına girmesine izin verildi.
Why are you questioning us?
- Neden bizi sorguluyorsun?
Why are you questioning them?
- Neden onları sorguluyorsun?
I would never question his honesty.
- Onun dürüstlüğünü asla sorgulamadım.
Some board members questioned his ability to run the corporation.
- Bazı yönetim kurulu üyeleri onun şirketi işletme yeteneğini sorguladı.