sorgulanmak

listen to the pronunciation of sorgulanmak
Турецкий язык - Английский Язык
to be interrogated, be grilled, be cross-examined
sorgula
{f} question

The police questioned him closely. - Polisler onu yakından sorguladı.

The police can't question Tom until his lawyer gets here. - Polis, avukatı gelene kadar Tom'u sorgulayamaz.

sorgula
(Bilgisayar) submit query
sorgula
interrogate

The police want to interrogate Tom. - Polis Tom'u sorgulamak istiyor.

Right after my arrest I was interrogated several times. - Tutuklanmamdan hemen sonra birkaç kez sorgulandım.

sorgula
{f} query
sorgula
{f} questioned

The detective questioned literally thousands of people about the incident. - Dedektif olay hakkında binlerce insanı tam olarak sorguladı.

Have you questioned them? - Onları sorguladın mı?

sorgula
{f} questioning

When the police stopped him for questioning, Tom tried to make a run for it. - Polis onu sorgulamak için durdurduğunda Tom kaçmaya çalıştı.

Detective Dan Anderson took Linda to the station for further questioning. - Dedektif Dan Anderson daha fazla sorgulama için Linda'yı karakola götürdü.

sorgula
{f} cross question
sorgula
{f} quiz
sorgulanma
query
Турецкий язык - Турецкий язык
Sorgulamak işine konu olmak veya sorgulamak işi yapılmak
sorgulanma
Sorgulanmak işi
sorgulanmak
Избранное