Oraya bir şekilde geleceğim.
- I'll get there somehow.
Saat altıya kadar bir şekilde onu yaptırmalıyım.
- I must have it done somehow by six.
Her nasılsa, farklı görünüyorsun.
- Somehow, you look different today.
Her nasılsa kendini kurtardı.
- Somehow, he saved himself.
Her nasılsa Tom'un bir barmen olarak çalışmasını hayal bile edemiyorum.
- Somehow I can't picture Tom working as a bartender.
Bay Jackson her nasılsa Tom'un benim için ev ödevimi yaptığını biliyordu.
- Mr. Jackson somehow knew that Tom had done my homework for me.
Her nedense zor bir gün oldu.
- Somehow it's been a rough day.
Her nedense bugün çok iyi görünmüyorsun. Sorun mu var?
- Somehow you don't sound too good today. Is anything the matter?
Her nedense bana karşı öfkeliydi.
- She was somehow incensed against me.
Her nedense bugün çok iyi görünmüyorsun. Sorun mu var?
- Somehow you don't sound too good today. Is anything the matter?
Tom bir yolunu bulup nehrin karşısına yüzerek geçmeyi başarmış.
- Tom somehow managed to swim across the river.
Bir yolunu bulup kendini kurtardı.
- He saved himself somehow.