Ondan henüz haberim yok.
- I have had no news from him yet.
Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.
- The television show was interrupted by a special news report.
Tom hakkında havadisim var.
- I have news about Tom.
Senin bütün havadislerini duymak istiyorum.
- I want to hear all your news.
Tom bir gazeteci olmak için kararını verdi.
- Tom made up his mind to become a newspaperman.
Gazeteciye göre, bu, hayatı zaman harcamaya değer yapar.
- According to the newspaperman, it makes life worthwhile, doesn't it?