Sami saldırganlarından kaçamadı.
- Sami couldn't run away from his assailants.
Tom saldırganla mücadele etti ve kaçmayı başardı.
- Tom struggled with his assailant and managed to escape.
Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
- The defenders checked the onslaught by the attackers.
Yaraların vücuttaki konumundan, polis saldırganın solak olduğunu tespit etti.
- From the position of the wounds on the body, the police could tell that the attacker was left-handed.