some weak strong

listen to the pronunciation of some weak strong
Английский Язык - Турецкий язык

Определение some weak strong в Английский Язык Турецкий язык словарь

some
birkaç

Annem bana birkaç yeni giysi yaptı. - My mother made some new clothes.

Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı. - My father bought some CDs for my birthday.

some
biraz

Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı. - My mother bought some apples at a fruit store.

Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var. - I need some body lotion.

some
bazı

Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler. - Some doctors say something to please their patients.

Bu yazılımı derlerken bazı sorunlarla karşılaşıyorum. - I'm having some problems compiling this software.

some
keybir
some
kimisi

Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti. - Some went on foot, and others by bicycle.

some
{s} ne biçim
some
{s} çok iyi

Bazı hayvanlar tırmanmada çok iyidirler. - Some animals are very good at climbing.

Tom bazı çok iyi sorular sordu. - Tom asked some very good questions.

some
{s} bir parça

Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor. - The air feels somewhat cold this morning.

Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum. - Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.

some
bir bölümü
some
{s} yaklaşık

Yaklaşık 1:58'lik o akordun ne olduğunu tam anlayamıyorum. Birisi bana yardım edebilir mi? - I can't quite figure out what that chord around 1:58 is. Can somebody help me out?

O hayır kuruluşuna yaklaşık iki milyar yen bağışta bulunan birinin adı verildi. - That charity is named after someone who contributed about two billion yen.

some
{s} epey
some
aşağı yukarı

Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı. - Sami kidnapped something like a hundred women.

Yasal harcamalar, aşağı yukarı, ona 9.000 sterline mal oldu. - The legal costs set him back something in the order of £9,000.

some
{s} acayip

O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var. - That religious cult has got some pretty off the wall ideas.

Bu evle ilgili acayip bir şey var. - There's something strange about this house.

some
bir kısım
some
{s} amma
some
oldukça

O, oldukça sık olan bir şeydir. - That's something that happens quite often.

Mikroskop altında, bazı virüsler oldukça güzel görünür. - Under a microscope, some viruses appear quite beautiful.

some
bazı bölümleri

İngiliz önerisinin bazı bölümleri kabul edilemez görünüyor. - Some parts of the British proposal seem unacceptable.

Английский Язык - Английский Язык
some
some weak strong

    Турецкое произношение

    sʌm wik strông

    Произношение

    /ˈsəm ˈwēk ˈstrôɴɢ/ /ˈsʌm ˈwiːk ˈstrɔːŋ/
Избранное