The D-Day troops came under withering fire.
He made withering remarks about his adversary.
Left-wing communism is an infantile disorder.
- Solcu komünizm, infantil bir bozukluktur.
He was injured in his left leg in the accident.
- O, kazada sol bacağından yaralandı.
She was dressed in a faded cotton skirt.
- O, soluk bir pamuk etek giymişti.
Flowers soon fade when they have been cut.
- Çiçekler koparıldığında kısa sürede soldu.
She was dressed in a faded cotton skirt.
- O, soluk bir pamuk etek giymişti.
The cloth's very faded.
- Kumaşın rengi çok soluk.
A flower in the garden is wilting.
- Bahçedeki bir çiçek soluyor.
The flowers in the vase were wilted.
- Vazodaki çiçekler soldu.
The flowers in the vase were wilted.
- Vazodaki çiçekler soldu.
The flowers have all withered.
- Çiçeklerin hepsi soldu.
Roses withered and Ania cried very much.
- Güller soldu ve Ania çok ağladı.
The computer is placed to the left of the women.
- Bilgisayar kadınların sol tarafına yerleştirildi.
The wardrobe stood to the left of the door.
- Gardırop kapının solunda duruyordu.
I tried to write with my left hand.
- Ben sol elimle yazmaya çalıştım.
She writes with her left hand.
- O, sol eliyle yazı yazar.
Kate must be sick, for she looks pale.
- Kate hasta olmalı, çünkü solgun görünüyor.
Tom eats, sleeps and breathes music.
- Tom yer, uyur ve müzik solur.
Ev güneş enerjisi ile ısıtılmaktadır.
- The house is heated by solar energy.
Eski Yunanlar güneş sistemi hakkında bizim bildiğimiz kadar çok şey biliyorlardı.
- The ancient Greeks knew as much about the solar system as we do.