solar array drive

listen to the pronunciation of solar array drive
Английский Язык - Турецкий язык

Определение solar array drive в Английский Язык Турецкий язык словарь

sad
{s} mahzun
sad
{s} acı

Film öyle acıklı idi ki herkes ağladı. - The movie was so sad that everybody cried.

Yaşlı adam acı bir şekilde gülmeye başladı. - The old man started to laugh sadly.

sad
{s} acıklı

Çok acıklı bir durumla karşı karşıyayız. - We are faced with a very sad situation.

Ne kadar hüzünlü ve acıklı! - How sad and pathetic!

sad
{s} hüzünlü

Bu öylesine hüzünlü bir hikaye. - This is such a sad story.

Hüzünlü şarkılar söylemeyi sevmez. - She doesn't like to sing sad songs.

sad
{s} çok kötü: a sad state of affairs çok kötü bir
sad
{s} iflah olmaz
sad
{s} hamur olmuş
sad
hüzün

Bu öylesine hüzünlü bir hikaye. - This is such a sad story.

Birdenbire çok hüzünlendim. - I suddenly became very sad.

sad
(sıfat) mahzun, üzgün, hüzünlü, üzüntülü, üzücü, acı, acılı, acıklı, hazin, adam olmaz, iflah olmaz, kasvetli, iç karartıcı, koyu, hamur olmuş
sad
üzüntü

O, bana üzüntülü şekilde baktı. - She looked sadly at me.

Onun yüzünde kalan üzüntü işaretini gördüm. - I saw the mark of sadness that had remained on her face.

sad
{s} kederli, üzgün: sad person kederli kimse
sad
(Tekstil) koyu, donuk
sad
{s} koyu
sad
hayırsız
sad
esef edilecek
sad
yetersiz
sad
acınacak
sad
bedbaht
sad
sadnesskeder
Английский Язык - Английский Язык
sad
solar array drive

    Расстановка переносов

    so·lar ar·ray drive

    Турецкое произношение

    sōlır ırey drayv

    Произношение

    /ˈsōlər ərˈā ˈdrīv/ /ˈsoʊlɜr ɜrˈeɪ ˈdraɪv/
Избранное