Ülkemin siyasetini anlamaya çalışıyorum.
- I am trying to understand the politics of my country.
Darbeler siyaseti tehdit edebilir.
- Coup d'états can threaten the politics.
Onun politikaya ilgisi yok.
- He has no interest in politics.
Oğlum politikaya erken ilgi duydu.
- My son took an early interest in politics.
Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.
- Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.