O kadar çok sigara içmesen iyi olur.
- You had better not smoke so much.
Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?
- How come you know so much about Japanese history?
Para için o kadar çok kaygılanma.
- Don't worry about money so much.
Diğerlerine çok fazla bağımlı olmamalısın.
- You must not depend so much on others.
Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?
- How come you know so much about Japanese history?
O kadar çok sigara içmesen iyi olur.
- You had better not smoke so much.
Şimdiye kadar ilk kez bu kadar hapşırdım.
- This is the first time I've ever sneezed this much.
Yüzmenin bu kadar çok eğlenceli olabileceğini bilmiyordum.
- I never knew swimming could be this much fun.
Kuniko hayatında daha önce hiç bu kadar çok içmedi.
- Kuniko has never drunk so much before in her life.
Keşke bacağım bu kadar çok acımasa.
- I wish my leg didn't hurt so much.
Hiç bu kadar çok terledin mi?
- Have you ever sweated this much?
Yıllardır bu kadar çok eğlenmedim.
- I haven't had this much fun in years.
We've never before had this much snow.
- Noch niemals vorher gab es so viel Schnee.
With this much money, I could buy a very decent used car.
- Mit so viel Geld könnte ich einen sehr ordentlichen Gebrauchtwagen kaufen.
He earns twice as much as me.
- Er verdient zweimal soviel wie ich.
Take as much as you like.
- Nehmen Sie, soviel Sie wollen!