Polis kulübesinin etrafında çok sayıda insan gördüm.
- I saw a number of people around the police box.
En yakın telefon kulübesi nerede?
- Where is the nearest telephone box?
O, zamanında varmak için koştu.
- He ran, so as to arrive on time.
Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.
- We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.
Televizyonda boks maçı gördüm.
- I saw the boxing match on television.
Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.
- Innovators think outside the box.
Benim için büyük zevk, Mary bana Boston'dan bir hediye olarak bir müzik kutusu getirdi.
- Much to my delight, Mary brought me a music box from Boston as a gift.
Ben meslektaşlarım için bir hediye olarak işe giderken bir kutu çikolata aldım.
- I bought a box of chocolates on the way to work as a gift for my colleagues.