Sigara içmeyi bırakmalısın.
- You must give up smoking.
Sigara içmeyi bıraktım.
- I've given up smoking.
Sigara içerek oturdum.
- I sat smoking a pipe.
O, sigara içerek çocuklarını hasta ediyor.
- By smoking cigarettes, he's making his children sick.
Sigara içen adam O artık buraya gelmez dedi.
- The man who was smoking said, He doesn't come here any more.
Tom, sigara içilmesi yasak yerlerde sigara içen insanlardan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like people who smoke in no smoking areas.
Sigara içmeyi bıraktım.
- I've given up smoking.
Sigara içmeyi bırakmalısın.
- You must give up smoking.
Sigara içilen bölümde bir koltuk istedim.
- I asked for a seat in the smoking section.
ABD'de bir restorana girerken seçeneğin vardır, sigara içilen ya da sigara içilmeyen yerde oturmak.
- In the U.S., you have the option, when you enter a restaurant, to sit in the smoking or non-smoking section.
Ev kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir.
- The word house evokes the mental image of a rectangular building with a roof and smoking chimney, which may be surrounded by grass and trees and inhabited by a happy family.
Burada sigara içmek yasaktır.
- It's not OK to smoke here.
O, sigara içmek için durdu.
- She stopped to smoke.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- There is no fire without smoke.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- There's no smoke without fire.
Eşi, bir baca gibi sigara içiyor.
- Her husband smokes like a chimney.
Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.
- Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.
Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.
- After a heated discussion, a compromise was adopted. Smokers will be allowed to smoke in the smoking corner.
Burada sigara içmeyin, lütfen.
- Please do not smoke here.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- There is no fire without smoke.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- There's no smoke without fire.
Tütün içmekten hoşlanır.
- She likes to smoke tobacco.
Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
- At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
Eşi, bir baca gibi sigara içiyor.
- Her husband smokes like a chimney.
Burada sigara içilmez.
- It's not OK to smoke here.
Tom sarı hardallı kraker üzerinde füme sardalya yemeyi sever.
- Tom likes to eat smoked sardines on crackers with yellow mustard.
Burada sigara içmek yasaktır.
- It's not OK to smoke here.
Sigara içmek istiyorsan, dışarı çıkmalısın.
- You must go outside if you want to smoke.
Sigara kullanmak yasaktır.
- It is forbidden to smoke.
Burada sigara içilmez.
- There is no smoking here.
Tiyatroda sigara içilmez.
- No smoking in the theater.
O, öğle yemeğinden sonra bir puro içti.
- He smoked a cigar after lunch.
Onun purosundan bir duman halkası havaya doğru uçtu.
- A ring of smoke floated from his cigar into the air.
Someone got smoked last night.
Smoking is permitted.
That woman is smoking-hot.
We have a theory, but we haven't found a smoking gun yet.
The park is an anti-smoking zone.
smoke colour:.
The excitement behind the new candidate proved to be smoke.
Do you smoke?.
He's smoking his pipe.
The smoke of controversy.
He got smoked by the mob.
You'll need to smoke the meat for several hours.
I lit a pipe and had a good long smoke, and went on watching.
The horn section was really smokin' on that last tune.
Chris keeps it up and he'll be smoked.
I have never smoked a cigarette in my life.
- I've never smoked a cigarette in my life.
I've never smoked a cigarette in my life.
- I have never smoked a cigarette in my life.
... but also timing how'd you get someone to give up smoking well ...
... program or quitting smoking. ...