Jack bu sefer kesin başaracak.
- Jack is bound to succeed this time.
Tom bu sefer doları yene çevirmemenin daha iyi olacağını düşünüyor.
- Tom thinks it would be better not to change dollars into yen at this time.
Bu kez farklı olacak.
- This time's going to be different.
Bu kez Tom'a yardım edip edemeyeceğimizi bilmiyorum.
- I don't know if we can help Tom this time.
Bu defa hatalı olan benim gibi görünüyor.
- This time, it looks like it is me who is wrong.
Bu defa gitmesine izin vereceğim.
- I'll let it go this time.
Şebeke gösterinizi başka bir zaman aralığına taşıyor.
- The network is moving your show to another time slot.
O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
- At that time, the territory belonged to Spain.
Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!
- If only you had told me the whole story at that time!
this time last year.