Bizim açık havada bir partimiz vardı.
- We had a party in the open.
Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
- A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness.
Polis Danı açıkta izledi.
- Police followed Dan in the open.