O bir paraşütle atlama yapacaktı ama o son dakikada panikledi.
- He was going to do a parachute jump, but he panicked at the last minute.
Tom'un paraşütü açılmadı.
- Tom's parachute didn't open.
Tom ve Mary birlikte Pulpit Rock'tan paraşütle atladılar. Kısa ama büyülü bir deneyimdi.
- Tom and Mary have jumped together from Pulpit Rock with a parachute. It was a short but magical experience.
O bir paraşütle atlama yapacaktı ama o son dakikada panikledi.
- He was going to do a parachute jump, but he panicked at the last minute.