Our children are at school; where are yours?
- Bizim çocuklar okulda; sizinkiler nerede?
I think these are yours.
- Sanırım bunlar sizinkiler.
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
Hello, are you Mr Ogawa?
- Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
I know that you're a teacher.
- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
Ordering from catalogs saves you time and money without requiring you to leave the house.
- Kataloglardan sipariş verme evden ayrılmanızı gerektirmeden size zaman para kazandırır.
I'd never borrow anything of yours without asking first.
- Öncelikle sormadan sizin herhangi bir şeyinizi asla ödünç almam.
How many times have I told you guys to stay out of my room?
- Siz arkadaşlara odamın dışında kalmanızı kaç kez söyledim.
I think we're out of your size.
- Sanırım sizin bedeniniz bitti.
That's none of your business.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
It's none of your business.
- Bu sizi ilgilendirmez.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
I want a jacket shaped like yours.
- Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.