In order to learn from mistakes, we construct a no blame system.
- Hatalardan öğrenmek için bir suçlama yok sistemini kurmalıyız.
A curtain of mist blocked our view.
- Bir sis perdesi bizim görüşümüzü engelledi.
The fog prevented him from seeing very far ahead.
- Sis onun çok uzağı görmesini engelledi.
I could see nothing but fog.
- Sisten başka bir şey göremedim.
The accident was due to the smog.
- Kaza kirli sis nedeniyle oldu.
The air was infected with photochemical smog.
- Hava fotokimyasal sis ile enfekte edildi.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.
- He deprived my little sister of all her toys.
Mary Tom'un ablasıdır.
- Mary is Tom's older sister.
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
O gerçekten Tom'un kızkardeşi mi?
- Is that really Tom's sister?
Sen ve kızkardeşin yakın mısınız?
- Are you and your sister close?