sinif

listen to the pronunciation of sinif
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sinif в Турецкий язык Турецкий язык словарь

sınıf
Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü
sınıf
Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği
sınıf
Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri
sınıf
Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri: "Üçüncü sınıf bir gazeteciydi."- N. Cumalı
sınıf
Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı menfaati sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas: "Parter, her sınıftan insanla hıncahınç dolu idi."- R. N. Güntekin
sınıf
Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı menfaati sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas
sınıf
Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri
sınıf
Ders okutulan yer, dershane, derslik
Турецкий язык - Английский Язык

Определение sinif в Турецкий язык Английский Язык словарь

sınıf
class

This class consists of 15 boys and 28 girls. - Bu sınıf 15 erkekten ve 28 kızdan oluşuyor.

The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom! - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!

sınıf
classroom

The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom! - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!

Please don't run in the classroom. - Lütfen sınıfta koşma.

sınıf
grade

What grade is your sister in? - Kız kardeşin hangi sınıfta?

He is in the tenth grade. - O, onuncu sınıfta okuyor.

sınıf
sort

The postmen sort the mail each morning. - Postacı her sabah postaları sınıflandırır.

He finished sorting the papers. - O, evrakları sınıflandırmayı bitirdi.

sınıf
sphere
sınıf
order

He ordered the boys not to shout in the classroom. - Çocuklara sınıfta yüksek sesle konuşmamalarını emretti.

Today, our teacher told us that those who smoke will never grow up. In order to prove it, she shot a seventh-grader named Petya. - Bugün, öğretmenimiz bize sigara içenlerin asla büyümeyeceğini söyledi. Bunu kanıtlamak için, Petya adında bir yedinci sınıf öğrencisini vurdu.

sınıf
(Politika, Siyaset) classification

Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver. - Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.

Classification is not my specialty. - Sınıflandırma benim uzmanlığım değil.

sınıf
classified

The librarian classified the books according to subject. - Kütüphaneci kitapları konularına göre sınıflandırdı.

This document is classified. - Bu belge sınıflandırılmış.

sınıf
caste
sınıf
(Denizbilim) classis
sınıf
(İstatistik) group

The class was divided into four groups. - Sınıf dört gruba ayrıldı.

sınıf
range
sınıf
(Biyoloji) tribe
sınıf
circle
sınıf
denomination
sınıf
class; classroom; grade; form
sınıf
(Zooloji) , (Botanik) class
sınıf
estate
sınıf
category
sınıf
form

Form is temporary, class is permanent. - Biçim geçici, sınıf kalıcıdır.

Since graduation fifteen years ago I have never run into my former classmates. - On beş yıl önceki mezuniyetten beri eski sınıf arkadaşlarımla hiç karşılaşmadım.

sınıf
rank
sınıf
States
sınıf
schoolroom
sınıf
genus
sınıf
branch
sınıf
race
sınıf
class; category
sınıf
rate

On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages. - 10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.

sınıf
(Askeriye) corps: İstihkâm Sınıfı Corps of Engineers
sınıf
taxon
sınıf
run

Tom gave up running for class president. - Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymaktan vazgeçti.

Please don't run in the classroom. - Lütfen sınıfta koşmayın.

sınıf
remove
Турецкий язык - Курдский Язык

Определение sinif в Турецкий язык Курдский Язык словарь

sınıf
pol
sınıf
wanegeh
sınıf
çin
sınıf
sinif
sınıf
fêrgeh
sinif
Избранное