Beni affedin, zira ben günah işledim.
- Forgive me, for I have sinned.
Günahla kazanılırsa, onda herhangi bir kazanç olmaz.
- Acquired by sin - there's no profit within.
Daha günahkar bir erkeğe hiç rastlamadım.
- I have never met a more sinful man.
Daha günahkar bir kadınla hiç karşılaşmadım.
- I have never met a more sinful woman.
Günah işledik, Tanrım, bizi affet.
- We have sinned, Lord, forgive us.
Beni affedin, zira ben günah işledim.
- Forgive me, for I have sinned.
Günahı suçla karıştırmayın.
- Do not mistake sin with crime.
Yüzüne bakılmayacak kadar suçlusun.
- You're guilty as sin.
Daha günahkar bir kişiyle hiç karşılaşmadım.
- I have never met a more sinful person.
Daha günahkar bir erkeğe hiç rastlamadım.
- I have never met a more sinful man.
Günah işledik, Tanrım, bizi affet.
- We have sinned, Lord, forgive us.
Beni affedin, zira ben günah işledim.
- Forgive me, for I have sinned.
I cannot do without this dictionary even for a single day.
- I can not do without this dictionary even for a single day.
I can not do without this dictionary even for a single day.
- I cannot do without this dictionary even for a single day.
There aren't that many synagogues in this city.
- Bu kentte o kadar çok sinagog yok.
Tom was driven out of the synagogue.
- Tom sinagogtan kovuldu.
Tom's dog cowered under the kitchen table during the storm.
- Tom'un köpeği fırtına sırasında mutfak masasının altına sindi.
My dog cowers under the table whenever he hears thunder.
- Köpeğim ne zaman gök gürültüsünü duysa masanın altına siner.