O, müzikle çok ilgilidir.
- She's very interested in music.
O, ilgili görünmüyordu.
- She didn't seem interested.
Ania bilgisayarlara meraklıdır.
- Ania is interested in computers.
Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım.
- I'm always interested in reading his column.
Seni ilgilendiren bir şey var mı?
- Is there something that interested you?
Ben Esperanto öğrenmek istedim, çünkü beni çok ilgilendiriyordu.
- I wanted to learn Esperanto, because it interested me very much.