Süper güçler silahsızlanmada önemli gelişme yaptılar.
- The superpowers made significant progress in disarmament.
Onun önemli olduğunu düşünüyor musun?
- Do you think that's significant?
Anlamlı farklılıklar bulundu.
- Significant differences were found.
Üniversitedeki hayat anlamlıdır.
- The life in the university is significant.
Benim bürom seninkinden önemli ölçüde daha aydınlıktır.
- My office is significantly brighter than yours.
Tom'un Fransızcası önemli oranda gelişti.
- Tom's French has improved significantly.
Tom önemli derecede daha iyi yapıyor.
- Tom is doing significantly better.
Bu önemli derecede farklı.
- This is significantly different.
Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.
- My significant other works at a language school and loves it very much.
Benim bürom seninkinden önemli ölçüde daha aydınlıktır.
- My office is significantly brighter than yours.
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
That was a very significant step in the right direction.
... what keyword in the news now are significant or not, ...
... significant improvements in cost. ...