Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Cattle feed on grass.
- Sığırlar otla beslenirler.
Because of the famine, the cattle starved to death.
- Kıtlıktan dolayı sığır açlıktan öldü.
He began to raise beef cattle.
- O, besi sığırı yetiştirmeye başladı.
şu sığıra bak.
A four-year-old American tourist was disappointed to realize that, in fact, the Sichuan province is not entirely made of spicy beef, in spite of its famously piquant cuisine.
- Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı.
Africa is exporting beef to Europe.
- Afrika Avrupa'ya sığır eti ihraç ediyor.
Their cattle are all fat.
- Onların sığırlarının hepsi şişman.
Cattle feed on grass.
- Sığırlar otla beslenirler.