Kısa saç stilini severim.
- I like the short hairstyle.
Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
Tom eksikliklerinin farkında.
- Tom is aware of his shortcomings.
O mağazada bana paranın üstünü eksik verdiler.
- They short-changed me at that store.
Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.
- I preferred wearing my Hawaiian T-shirt and green shorts to be cool and different, but I quickly got used to the white shirt and black slacks.
Annem, babamın eski şortunu toz bezi olarak kullanıyor.
- My mother uses my father's old short as a dust rag.
Proje, kısaca, bir başarısızlıktı.
- The project, in short, was a failure.
Çince kısaca kendinizden bahsedin.
- Describe yourself shortly in Chinese.
Tom'un eksikliklerinin oldukça farkındayım.
- I'm well aware of Tom's shortcomings.
Tom kendi eksikliklerinden bile bahsetmeye korkmuyordu.
- Tom was never afraid even to talk about his own shortcomings.
Kısa devre yüzünden aniden karanlıktaydık.
- Because of a short circuit, we were suddenly in the dark.
Kahramanlık en kısa süren mesleklerden biridir.
- Heroing is one of the shortest-lived professions there is.
Kısa devre bir sigortayı patlattı.
- The short circuit blew a fuse.
Kısa devre yüzünden aniden karanlıktaydık.
- Because of a short circuit, we were suddenly in the dark.
O iki oğlanın kısa boylusudur.
- He is the shorter of the two boys.
Çin'de, 1,1 metreden daha kısa boylu çocukların trenle seyahat için bir bilet satın almaları gerekmez.
- In China, children shorter than 1.1m don't need to buy a ticket to travel by train.
Bizim su kaynağımız çok yetersiz.
- Our water supply is very short.
İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.
- The greatest shortcoming of the human race is our inability to understand the exponential function.
Bugünlerde herkes parasız gibi görünüyor.
- Everyone seems to be short of money these days.
O her zaman parasızdır.
- He's always short of money.
Başarmak için kestirme yoktur.
- There is no shortcut to success.
Ben bahçenin içinden kestirmeden gideceğim.
- I'll take a shortcut across the garden.
Kocam gözle görülür derecede kısa kolları olan şişman ve bodur biridir.
- My husband is broad-shouldered, with distinctly short arms.
Kısa bir ziyaretten sonra birdenbire ayağa kalktı ve ayrıldığını söyledi.
- After a short visit, he suddenly stood up and said he was leaving.
Kısa bir ziyaretten sonra birdenbire ayağa kalktı ve ayrıldığını söyledi.
- After a short visit, he suddenly stood up and said he was leaving.
Son zamanlardaki kahve kıtlığı birçok sorunu da beraberinde getirdi.
- The recent coffee shortage brought about many problems.
Olası şüphelilerin kıtlığı yok.
- There's no shortage of possible suspects.
Bazı insanlar sigaranın kısa vadeli etkilerini anlamayı daha kolay buluyor.
- Some people find it easier to grasp the short-term effects of smoking.
Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
- We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.
- Possible side effects include blurred vision and shortness of breath.
Ben zehir yerine darağacını seçersem, ölmeden önce kısa bir süre için acı çekeceğim.
- If I choose the gallows instead of the poison, I'll suffer for a shorter amount of time before dying.
Hikayeyi özetlersek, o, ilk aşkı ile evlendi.
- To make a long story short, he married his first love.
Konuşmasını özet şeklinde parçalara ayırdı.
- She took down the speech in shorthand.
He's a nice person, but a bit short of brains.
He tried everything short of lending her the money himself.
An Olympic athlete cannot perform at any level short of world-class.
I understand that you are a little short on time here, so practicing is out of question.
Jones smashes a grounder between third and short.
We went short most finance companies in July.
This is the third time I've caught them shorting us.
The cashier came up short ten dollars on his morning shift.
They had to stop short to avoid hitting the dog in the street.
He closed out his short at a modest loss after three months.
The recent developments at work caught them short.
The market decline was terrible, but the shorts were buying champagne.
His speech fell short of what was expected.
He cut me short repeatedly in the meeting.
Our meeting was a short six minutes today. Every day for the past month it's been at least twenty minutes long.
I'm short General Motors because I think their sales are plunging.
The boss got a message and cut the meeting short.
“Phone” is short for “telephone” and asap short for as soon as possible.
... short of breath. ...
... And what's the fastest way short of inventing teleportation ...