Yıldızlar gökyüzünde parladı.
- The stars shone in the sky.
Yıldızlar her zaman parladı.
- The stars shone all the time.
Bugün parlatmak için bizim günümüzdür.
- Today is our day to shine.
Her durumda, atletik karşılaşma düzenlenecek.
- Rain or shine, the athletic meet will be held.
Ayakkabılarımı cilalamak zorundayım.
- I have to shine my shoes.
Tom ayakkabılarını cilaladı.
- Tom shined his shoes.
Bugün parlatmak için bizim günümüzdür.
- Today is our day to shine.
Işık karanlıkta parlar.
- The light shines in the darkness.
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
- Susan shined her father's shoes.
Ayakkabılarımı cilalamak zorundayım.
- I have to shine my shoes.
Beyaz ışık prizmada parladığı zaman, ışık tüm renklerine ayrılır.
- When white light shines through a prism, the light is separated into all its colors.
Işık karanlıkta parlar.
- The light shines in the darkness.
Ayakkabılarımı cilalamak zorundayım.
- I have to shine my shoes.
Oyun her halukârda oynanacak.
- The game will be played rain or shine.
Ne olursa olsun, oyun oynanacak.
- The game will be held rain or shine.