sevmeme

listen to the pronunciation of sevmeme
Турецкий язык - Английский Язык
distaste
dislike

I'm starting to dislike her. - Onu sevmemeye başlıyorum.

This is why I dislike cats. - Kedileri sevmememin nedeni budur.

aversion
dislike for
dislike of
allergy
sevmemek
{f} dislike
sev
{f} love

I don't love you anymore. - Artık seni sevmiyorum.

I have a friend who loves me. - Beni seven bir arkadaşım var.

sev
{f} loved

Ken's father loved Ken all the more because he was his only son. - Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.

She is loved by everyone. - O herkes tarafından sevilir.

hiç sevmeme
loathing
sevmemek
take an aversion
sev
{f} loving

Children need loving. - Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.

It is pleasant to watch a loving old couple. - Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.

sevmemek
{f} hate
sevmemek
can't stand
insan sevmeme
misanthropy
sev
relish
sevmemek
(neg. form of sevmek ) not to dislike
sevmemek
to dislike, to take an aversion (to)
sevmemek
dread
Курдский Язык - Турецкий язык

Определение sevmeme в Курдский Язык Турецкий язык словарь

sêv
elma
sevmeme
Избранное