I have a friend who loves me.
- Beni seven bir arkadaşım var.
I don't love you anymore.
- Artık seni sevmiyorum.
Life without beloved person has no sense.
- Sevilen kişi olmadan hayatın hiç anlamı yoktur.
Nothing is as beloved as what one does in vain.
- Hiçbir şey birinin boşa yaptığı kadar sevilen değildir.
If you want to be loved, love!
- Eğer sevilmek istiyorsan, sev!
Art is loved by everybody.
- Sanat herkes tarafından sevilir.
It is pleasant to watch a loving old couple.
- Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary.
- Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.
He's a singer that's loved by everyone.
- O herkes tarafından sevilen bir şarkıcıdır.
There is no worse prison than the fear of hurting a loved one.
- Sevilen birini incitme korkusundan daha kötü bir hapishane yoktur.
Tom is quite popular, isn't he?
- Tom oldukça sevilen, değil mi?
He's the most popular boy in the class.
- O, sınıftaki en sevilen oğlan.
I was not a lovable child.
- Sevilen bir çocuk değildim.