Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
- He criticized his rival severely.
Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.
- He severely criticized the mayor.
Şiddetle cezalandırılmalıdır.
- She must be severely punished.
İnsanlar, inşaatı sırasında Eyfel Kulesi'ni şiddetle eleştirdiler.
- People severely criticized the Eiffel Tower during its construction.
Öğretmen öğrencileri ciddi olarak azarladı.
- The teacher scolded his students severely.
O zamandan beri onun inancı ciddi olarak sarsıldı.
- Since then, his faith has been severely shaken.
Tom, polis tarafından ağır biçimde dövüldü.
- Tom was severely beaten by the police.
Tom bana ağır biçimde hakaret etti ama ben ona aynen karşılık verdim.
- Tom insulted me severely, but I gave him tit for tat.
Böyle bir şey hırsızlık olarak kabul edilir ve ciddi bir şekilde cezalandırılmak zorundadır.
- Such a thing is considered theft and it has to be punished severely.
Fırtına ürünlere ciddi bir şekilde zarar verdi.
- The storm severely damaged the crops.