He hopes to exhibit his paintings in Japan.
- Resimlerini Japonya'da sergilemeyi düşünüyor.
Tom has never exhibited any violent tendencies.
- Tom herhangi bir şiddet eğilimi sergilemedi.
Tom's wife loves to exhibit her jewelry.
- Tom'un karısı, mücevherlerini sergilemekten hoşlanıyor.
Do not touch the exhibits.
- Sergilere dokunmayın.
Please don't touch the exhibits.
- Lütfen sergilere dokunma.