The prisoners were set free.
- Mahkumlar serbest bırakıldı.
They were freed to work for themselves.
- Kendileri için çalışmak üzere serbest bırakıldılar.
Tom was released from prison last month.
- Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
The prisoner asked to be released early.
- Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
Sooner or later, the hostages will be set free.
- Er ya da geç, rehineler serbest bırakılacak.
I hear he was set free after doing five years in prison.
- Onun hapiste beş yıl yattıktan sonra serbest bırakıldığını duyuyorum.
Don't release that dog.
- O köpeği serbest bırakmayın.
The terrorists released the hostages.
- Teröristler rehineleri serbest bıraktı.
Tom refused to let go.
- Tom serbest bırakmayı reddetti.