serbest bırakılma

listen to the pronunciation of serbest bırakılma
Турецкий язык - Английский Язык
manumission
liberation
serbest bırak
{f} free

The prisoner was given his freedom. - Tutuklu serbest bırakıldı.

They were freed to work for themselves. - Kendileri için çalışmak üzere serbest bırakıldılar.

serbest bırak
liberate
serbest bırak
emancipate
serbest bırak
{f} released

Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released. - Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.

The terrorists released the hostages. - Teröristler rehineleri serbest bıraktı.

serbest bırak
set free

I hear he was set free after doing five years in prison. - Onun hapiste beş yıl yattıktan sonra serbest bırakıldığını duyuyorum.

Sooner or later, the hostages will be set free. - Er ya da geç, rehineler serbest bırakılacak.

serbest bırak
deallocate
serbest bırak
{f} release

Don't release that dog. - O köpeği serbest bırakmayın.

They released the prisoner. - Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.

serbest bırak
let go

Tom refused to let go. - Tom serbest bırakmayı reddetti.

serbest bırak
{f} liberated
serbest bırak
{f} emancipated
serbest bırak
make free
serbest bırak
setfree
serbest bırakılma
Избранное