semblance; likeness; appearance

listen to the pronunciation of semblance; likeness; appearance
Английский Язык - Турецкий язык

Определение semblance; likeness; appearance в Английский Язык Турецкий язык словарь

show
{i} sergi

Çiçek sergisinde güllerini sergileyeceğim. - I'm going to exhibit my roses at the flower show.

Firmamızın sergi salonu bayanlar tarafından çok beğenildi. - Our company's showroom was a hit with the ladies.

show
{i} revü
show
{i} sonuç

Tom'un güç antrenmanı sonuçları göstermeye başladı. - Tom's strength training began to show results.

Tom'un biyopsi sonuçlarına göre, tümör kanserlidir. - The results of Tom's biopsy show that the tumor is cancerous.

show
{i} şov

Ugly Betty dünyadaki en popüler televizyon şovlarından biri. - Ugly Betty is one of the most popular television shows in the world.

Bu televizyon şovu şimdi tutuluyor. - This TV show is catching on now.

show
{i} girişim
show
{i} fırsat

Ne yapabileceğini göstermen için bu büyük bir fırsat. - This is a big opportunity for you to show what you can do.

Dün gece bir meteor yağmuru görmek için iyi bir fırsat sağladı. - Last night provided a good opportunity to see a meteor shower.

show
{i}

Tom bugün işe gelmedi. - Tom didn't show up for work today.

O, işi için hiç gayret göstermedi. - She shows no zeal for her work.

show
azamet
show
tv program

Sami bu çocuk TV programını sever. - Sami loves this children's TV show.

Bu TV programı çocuklara yöneliktir. - This TV show is aimed at children.

show
delalet etmek
show
görünüş
show
{f} belli etmek
show
içeriye götürmek
show
{f} kendini göstermek
show
göz önüne koymak
show
{f} öğretmek
show
{f} belirtmek
show
{f} açıklamak delâlet etmek
show
eski veya shew göstermek
Английский Язык - Английский Язык
show
semblance; likeness; appearance

    Расстановка переносов

    semblance; likeness; ap·pear·ance

    Произношение

Избранное