Onun sağ elinde yanık var.
- She got burnt in the right hand.
Bu kahvenin tadı yanık.
- This coffee tastes burnt.
Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
Yanmış bir çocuk ateşten anlar.
- A burnt child fears the fire.