Kendisine Fransızca öğretti.
- He taught himself French.
O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.
- He said NO to himself. He said YES aloud.
O, düştüğünde kendisini incitti.
- He hurt himself when he fell.
O, kendisini bir baston ile destekledi.
- He supported himself with a stick.
Bizzat Tom gelmemizi rica etti.
- Tom himself asked us to come.
Tom'un sana bizzat söylemeyeceğini biliyorum.
- I know Tom wouldn't tell you himself.
Tom özür dileyip, gitti.
- Tom excused himself and left.
Tom geç kaldığı için özür diledi.
- Tom excused himself for being late.
Kendisine Fransızca öğretti.
- He taught himself French.
Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- He said NO to himself. He said YES aloud.
Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı?
- He said to himself, Will this operation result in success?
O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.
- He said NO to himself. He said YES aloud.
Tom bugün kendinde değildir.
- Tom isn't himself today.
Tom bugün tamamen kendinde değil.
- Tom isn't quite himself today.
O bulunduğu duruma kendini alıştıramaz.
- He can't accommodate himself to his circumstances.
O, kendini koşullara uydurdu.
- He adapted himself to circumstances.
Kendinden emin gözüküyordu.
- He seemed sure of himself.
Tom bugün kendinde değildir.
- Tom isn't himself today.
İnsan kendine karşı dürüst olmalı.
- One ought to be true to oneself.
Çocuklara kendilerini nasıl koruyacaklarını anlatmalıyız.
- We should tell the children how to defend oneself.
Biri kendini aptallığa karşı savunamaz.
- One cannot defend oneself against stupidity.
Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.
- The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself.
And then he sat down himself.
- Und dann setzte er sich selber.
The joke loses everything when the joker laughs himself.
- Der Spaß verliert alles, wenn der Spaßmacher selber lacht.