Greetings, old friend!
- Selam, eski arkadaşım!
I give greetings to everyone.
- Ben herkese selam veriyorum.
Jessie shook Joseph's hand and greeted him with affection.
- Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı.
In case you see him, please say hello to him for me.
- Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.
In case you see him, please say hello to him for me.
- Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.
Please say hello to her.
- Lütfen ona selam söyle.
In case you see him, give him my regards.
- Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.
Please give my regards to your father.
- Lütfen babanıza selamlarımı iletin.
In case you see him, give him my regards.
- Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.
Please send my regards to your wife.
- Lütfen, eşinize selamlarımı iletin.
I don't salute their flag.
- Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.
Tom forgot to salute.
- Tom selamlamayı unuttu.
Tom forgot to salute.
- Tom selamlamayı unuttu.
I'm not saluting your flag.
- Bayrağınızı selamlamıyorum.