sehkraft

listen to the pronunciation of sehkraft
Английский Язык - Турецкий язык

Определение sehkraft в Английский Язык Турецкий язык словарь

sight
{i} görünüş

Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı. - The sight of fresh lobster gave me an appetite.

Kanın görünüşü onu heyecanlandırdı. - The sight of blood made her excited.

eyesight
görüş

Tom'un kötü bir görüşü var. - Tom has bad eyesight.

Benim görüşüm kötüleşiyor. - My eyesight is getting worse.

sight
(Kanun) ibrazında
sight
(Kanun) vadesiz
eyesight
görme gücü
sight
görüş

İlk görüşte ona âşık oldu. - He fell in love with her at first sight.

İlk görüşte ona âşık oldun mu? - Did you fall in love with her at first sight?

eyesight
görüş alanı
eyesight
görme duyusu

O, görme duyusunu bir kazada kaybetti. - He lost his eyesight in an accident.

O, o kazada görme duyusunu kaybetti. - He lost his eyesight in that accident.

eyesight
{i} görme yeteneği

Tom'un iyi görme yeteneği var. - Tom has good eyesight.

Tom görme yeteneği eskisi kadar iyi değil. - Tom's eyesight isn't as good as it used to be.

eyesight
görüş mesafesi
eyesight
{i} görüş uzaklığı
eyesight
görme yetenek
sight
göz erimi
sight
{f} (aranan birini/bir şeyi) görmek
sight
{i} çoğ. görülecek yerler, turistik yerler
Немецкий Язык - Английский Язык