Paranın görünüşü onu çalmaya teşvik etti.
- The sight of the money tempted him into stealing.
Kanın görünüşü onu heyecanlandırdı.
- The sight of blood made her excited.
Ben normal görüşe sahibim.
- I have normal eyesight.
Benim kötü görüşüm var.
- I have poor eyesight.
İlk görüşte ona âşık oldu.
- She fell in love with him at first sight.
Adam ilk görüşte âşık oldu.
- The man fell in love at first sight.
O iyi görme duyusuna sahip.
- He has good eyesight.
O, görme duyusunu bir kazada kaybetti.
- He lost his eyesight in an accident.
O görme yeteneğini kaybetti.
- He lost his eyesight.
Tom'un iyi görme yeteneği var.
- Tom has good eyesight.