He never returned from that expedition.
- O seferden asla geri dönmedi.
I watched the expedition as it set off.
- Yola çıkarken keşif seferini izledim.
The Titanic sank on her maiden voyage. She was a large ship.
- Titanik ilk seferinde battı. O büyük bir gemiydi.
The harbor is closed to navigation.
- Liman seferlere kapalıdır.
Next time you come to see me, I will show you the book.
- Bir dahaki sefere beni görmeye geldiğinde, sana kitabı göstereceğim
A magnet can pick up and hold many nails at a time.
- Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.
Is flight 23 on time?
- 23 nolu sefer vaktinde mi?
They were pioneers of space flight.
- Uzay seferlerinin öncüleriydiler.
This time, Layla's luck has run out.
- Bu sefer Leyla'nın şansı tükendi.
They run a ferry service across the river.
- Nehirde karşıdan karşıya feribot seferleri yaparlar.