Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.
- Seemingly impossible things sometimes happen.
Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.
- The world is a place of seemingly infinite complexity.
Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.
- Seemingly impossible things sometimes happen.
Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.
- The world is a place of seemingly infinite complexity.
Saldırgan görünmek istemiyorum.
- I don't want to seem pushy.
Çaresiz görünmek istemiyorsun.
- You don't want to seem desperate.
Artık bana yardım etmek istemediğin belli.
- It's apparent that you don't want to help me anymore.
O hemen belli oldu mu?
- Was that immediately apparent?
İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
- People always seem to enjoy talking about other people's problems.
O gençken çok popüler bir aktörmüş gibi görünmektedir.
- He seems to have been a very popular actor when he was young.
Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.
- Seemingly impossible things sometimes happen.
Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.
- The world is a place of seemingly infinite complexity.
Tom bizimle gelmek istiyor gibi görünmüyordu.
- Tom didn't seem to want to come with us.
Bizimle gelmek istemiyor gibi görünmüyorsun.
- You don't seem to want to come with us.
Söylediğimi anlamadığı açıktı.
- It was apparent that he did not understand what I had said.
Bu açık olmalı ama görünüşe göre değil.
- This should be obvious, but apparently it's not.
O bana ilginç görünüyor.
- It seems interesting to me.
Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.
- It seems to me that you are wrong.
Galiba gelişi güzel okumuş.
- He seemed to read at random.
Galiba karıştırıyoruz.
- We seem to be confused.
En iyisi olarak görünen bu kravatı alacağım.
- I will take this tie, as it seems to be the best.
And the raven, never flitting, still is sitting, still is sitting / On the pallid bust of Pallas just above my chamber door; / And his eyes have all the seeming of a demon's that is dreaming, / And the lamp-light o'er him streaming throws his shadow on the floor.