Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
- The rising sun seen from the top was beautiful.
Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı.
- There were several stars to be seen in the sky.
Onunla görülmek istemiyorum.
- I don't want to be seen with him.
Sonuç görülmek için kalır.
- The result remains to be seen.
Tom bizimle görünmek istemiyor gibi davranıyor.
- Tom acts like he doesn't want to be seen with us.
Onunla beraber görünmek istemiyorum
- I don't want to be seen in his company.
Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
- Germs can only be seen with the aid of a microscope.
Son zamanlarda onu görmedim
- I have not seen him lately.
Ben camı kırarken görüldüm.
- I was seen to break the window.
O, evin dışına giderken görüldü.
- He was seen going out of the house.
Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı.
- Tom must have seen Mary when he visited Boston.
O daha iyi günler görmüş olmalı.
- She must have seen better days.