Köpekleri eğitmek kolay değil.
- It is not easy to train dogs.
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
- The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
Az daha treni kaçırıyordum.
- I almost missed the train.
En yakın tren istasyonu nerede?
- Where's the nearest train station?
Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil.
- No special training is needed to operate this machine.
Sadece trene yetişmek için istasyona aceleyle gittik.
- We hurried to the station only to miss the train.
Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin.
- You'll have to get a move on if you want to catch the train.
O, birçok gruplara konuşmalar yaptı.
- He made speeches to many groups.
Onlar beşer kişilik gruplar oluşturdular.
- They formed themselves in groups of five.
Okulları değiştirmem gerekiyor.
- I have to change schools.
1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı.
- Until 1986, in the schools of England, it was legal to punish children with belts, sticks, and clubs.
Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu.
- A long train of camels was moving to the west.