schliff

listen to the pronunciation of schliff
Немецкий Язык - Турецкий язык
[der] cila, perdah; kesme, tıraş; görgü, terbiye
e {şlif} r bileme; cilâ
(Gramer) schleifen hat geschliffen A bilemek, yontmak
bileme
Английский Язык - Турецкий язык

Определение schliff в Английский Язык Турецкий язык словарь

cut
{i} kesme

Makas bir şey kesmez. - The scissors won't cut anything.

Peyniri bir bıçak ile kesmek kolaydır. - Cheese is easy to cut with a knife.

cut
maktu
cut
yarma
cut
kesiştirmek
cut
biçme
cut
-e gitmemek
cut
sapmak
cut
parça

Tom bir cam parçası ile parmağını kesti. - Tom cut his finger on a piece of glass.

Tom pastayı altı parçaya böldü. - Tom cut the pie into six pieces.

cut
azaltmak

Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı. - The factory had to cut back its production.

Sigaraları azaltmak yerine neden sadece onları bırakmıyorsun? - Instead of cutting down on cigarettes, why don't you just give them up?

cut
kesinti

Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi. - The power cuts damaged the computer.

Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil. - The banker's pay cut was temporary, not permanent.

cut
dilim

O, bir dilim et kesti. - He cut off a slice of meat.

Tom mutfakta, bazı sebzeleri dilimliyor. - Tom is in the kitchen, cutting up some vegetables.

cut
yarık
cut
{f} görmezlikten gelmek
cut
{i} tutam
cut
{f} yol açmak
cut
{f} (cut, --ting)
cut
tatsız
cut
{f} biçmek
cut
{f} kırpmak