Kapıyı kapatmayacağım.
- Ich werde die Tür nicht schließen.
Kapıyı kapatmayacağım.
- Ich werde die Tür nicht schließen.
Kız gözlerini kapatarak papazı dinledi.
- The girl, closing her eyes, listened to the pastor.
Kütüphane kapatılıyor.
- The library is closing.
O her şeyi kapatıyor.
- She's closing everything.
Ben garajı kapatıyorum.
- I am closing the garage.
Mağazamı kapatıyorum.
- I'm closing my store.
Kapıları kapattıktan sonra, uyumaya gittim.
- After closing all the doors, I went to bed.
Gözlerini kapamak senin daha iyi düşünmene yardımcı olur.
- Closing your eyes helps you think better.
Tasarruf hesabımı kapatmayı düşünüyorum.
- I am thinking of closing my savings account.
Kapatma bir seçenektir
- Closing is an option.
Protestocular tıp merkezini kapanmaktan kurtarmak için son bir gayretle yürüdüler.
- Protestors rallied in a last-ditch effort to save the medical centre from closing down.
Tom kapanma saatinden önce bankaya üç bin dolar yatırdı.
- Tom deposited three thousand dollars in the bank just before closing time.
Pencereyi kapatır mısın?
- Would you mind closing the window?
Biz kapının kapandığını duyduk.
- We heard the door closing.
Et genellikle sadece kapanış saatinden önce iskonto alır.
- Meat often gets discounted just before closing time.
Neredeyse kapanış saati.
- It's nearly closing time.
You should have locked, or at least closed, all the doors.
- Du hättest alle Türen abschließen oder zumindest schließen sollen.
The wound won't close.
- Die Wunde will sich nicht schließen.