scheiden

listen to the pronunciation of scheiden
Немецкий Язык - Турецкий язык
{'şaydın} ayırmak; ayrılmak, sich -lassen boşanmak
(Gramer) scheidet schied hat / ist geschieden A ayırmak
ayırmak; ayrıştırmak; boşandırmak; ayrılmak
boşandırmak
boşamak
sich scheiden lassen
boşanmak
Английский Язык - Турецкий язык

Определение scheiden в Английский Язык Турецкий язык словарь

picking
{i} aşırma
picking
{i} toplama

O, papatya toplamaktan vazgeçti. - She stopped picking daisies.

Cathy çiçekleri toplamayı durdurdu.. - Cathy stopped picking flowers.

cases
davalar

Avukatlar davaları kazandıklarında çok miktarda dolar kazanırlar. - Lawyers make mega bucks when they win cases.

picking
(Muzik) pena vuruşu
picking
ayıklama
picking
(Muzik) penalama
spalling
kabarıp dökülme
spalling
kavlama
cases
(Askeri) vukuat
cases
durumlar

Bu tür durumlarda, sertlikten kaçınılmalı. - Harshness should be avoided in those cases.

Bu kuralın geçerli olmadığı bazı durumlar vardır. - There are some cases where this rule does not apply.

picking
slim pickings k
picking
(Tekstil) ayıklama, seçme
picking
imkânsızlık
picking
toplanılacak artıklar
picking
toplanılan şey
picking
dili kıtlık
picking
darlık
picking
aşırılan şey
spalling
yontma
Нидерландский Язык - Немецкий Язык
trennend
sich trennen
getrennte
distanzieren
schotten
trennen