Üzerine beyaz bir şal aldı.
- Sie hatte einen weißen Schal um.
Tom annesi için bir şal aldı.
- Tom hat seiner Mutter einen Schal gekauft.
Mary'nin boynunda siyah bir eşarp vardı.
- Mary had a black scarf around her neck.
Bir eşarp takan o kız bakire.
- That girl who's wearing a scarf is a virgin.
Dan için bir kravat aldım, Elena için bir şal alacağım.
- I bought a tie for Dan and I'll buy a scarf for Elena.
Sally şalı ödünç aldığını kabul etti, ama suçlu olmadığını söyledi.
- Sally admitted that she borrowed the scarf but said she was not guilty.
Mary Tom'a bir kaşkol örüyor.
- Mary is knitting Tom a scarf.
Tom bought a shawl for his mother.
- Tom hat seiner Mutter einen Schal gekauft.
Tom gave Mary a shawl for her birthday.
- Tom schenkte Maria zum Geburtstag einen Schal.