savaşlar

listen to the pronunciation of savaşlar
Турецкий язык - Английский Язык
wars

Tom believes the day will come when there will be no more wars. - Tom savaşların hiç olmayacağı günün geleceğine inanıyor.

I have never believed in wars. - Hiçbir zaman savaşlara inanmadım.

battles

No one of the Greeks was better in battles than Achilles. - Yunanların hiçbiri savaşlarda Aşil'den daha iyi değildi.

The battle of the Somme was one of the bloodiest battles in human history. - Somme savaşı insanlık tarihinde en kanlı savaşlarından biriydi.

savaş
warfare

Dan was an expert at psychological warfare. - Dan bir psikolojik savaş uzmanıydı.

Dan knows very well how to deal with psychological warfare. - Dan psikolojik savaşla başa çıkmayı çok iyi bilir.

Savaş
(isim) War

He returned home from Europe in 1941, when the war broke out. - O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.

War is a crime against humanity. - Savaş, insanlık dışı bir suçtur.

savaş
{i} battle

At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack. - Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.

Battle's never proven peace. - Savaş asla barışı kanıtlamamıştır.

savaşlar arası
interwar
savaş
{i} combat

The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants. - Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.

He was sent into combat. - O, savaşa gönderildi.

savaş
fought

People fought over supplies. - İnsanlar malzemeler için savaştı.

Tom fought with all his might. - Tom bütün gücüyle savaştı.

savaş
{i} campaign

Eisenhower had campaigned to end the war. - Eisenhower, savaşı sona erdirmek için mücadele etti.

savaş
strife
savaş
game

This game has you battle against hordes of evil stoats. - Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.

savaş
action

The army was involved in a number of brilliant actions during the battle. - Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.

Tom began to experience remorse for his actions during the war. - Tom, savaş sırasındaki eylemleri için pişmanlık duymaya başladı.

savaş
struggle

Tom and Mary struggled to make ends meet. - Tom ve Mary sonunda kavuşabilmek için savaştılar.

There's no sign of a struggle. - Bir savaş işareti yok.

savaş
fight

The American Navy was ready to fight. - Amerikan Donanması savaşmaya hazırdı.

Without supplies, his army could not fight very long. - Malzemeler olmadan, onun ordusu çok uzun savaşamadı.

savaş
wage war
savaş
{i} crusade
savaş
hostilities
savaş
conflict

The relationship between Islam and the West includes centuries of co-existence and cooperation, but also conflict and religious wars. - İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir.

The Winter War was a military conflict between Finland and the Soviet Union. - Kış Savaşı, Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasındaki askeri bir çatışmaydı.

savaş
the battle
biyolojik savaşlar
biological wars
savaş
fray
savaş
struggle, fight, striving
savaş
fighting

There was fighting in the streets. - Sokaklarda savaş vardı.

He died fighting in the Vietnam War. - Vietnam savaşında savaşırken öldü.

savaş
war; battle; fight, struggle, combat; martial
savaş
wartime

The wartime Congress had no money. - Savaş Kongresi'nin hiç parası yoktu.

After seven years of wartime captivity, Tom was a broken man. - Yedi yıllık savaş esaretinden sonra Tom çökmüş bir adamdı.

vekil savaşlar
(Politika, Siyaset) proxy wars
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение savaşlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

savaş
Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele
savaş
Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, muharebe, harp
savaş
Hayvanların birbirleriyle yaptığı mücadele
savaş
Uğraşma, kavga, mücadele
Savaş
harp
Savaş
kıtal
Savaş
kavga
savaş
Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silâhlı mücadele, harp
savaşlar
Избранное