He can run 100 meters within twelve seconds.
- On iki saniyede 100 metre koşabilir.
Sixty minutes make an hour, and a minute is made up of sixty seconds.
- Altmış dakika bir saat eder ve bir dakika altmış saniyeden oluşur.
We can travel through time. And we do it with an incredible rate of one second per second.
- Biz zaman içinde seyahat edebiliriz. Ve biz bunu bir saniyede bir saniyelik inanılmaz bir hızla yapabiliriz.
Light travels at about 186,000 miles per second.
- Işık saniyede yaklaşık 186.000 mil hızla yol alır.
One minute has sixty seconds.
- Bir dakikada altmış saniye vardır.
Light travels at a velocity of 186,000 miles per second.
- Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder.
One minute has sixty seconds.
- Bir dakikada altmış saniye vardır.
There are sixty seconds in a minute.
- Bir dakikada altmış saniye vardır.
For one second I thought I would die.
- Bir saniyeliğine öleceğimi sandım.
One minute has sixty seconds.
- Bir dakikada altmış saniye vardır.