salgınlar

listen to the pronunciation of salgınlar
Турецкий язык - Английский Язык
outbreaks

This campaign cannot forestall new Zika virus outbreaks. - Bu kampanya yeni Zika virüs salgınlarını önleyemez.

Salmonella outbreaks blemished spinach importers' reputation for running clean factories. - Salmonella salgınları ıspanak ithalatçılarının temiz fabrika çalıştırma itibarını lekeledi.

plural of outbreak
salgın
epidemic

His prompt action prevented an epidemic. - Onun zamanında müdahelesi salgını engelledi.

An epidemic has broken out. - Bir salgın hastalık patlak verdi.

salgın
{i} outbreak

There is no reason to be unnecessarily worried about the outbreak. - Salgın konusunda gereksiz yere endişeli olmak için hiçbir sebep yoktur.

There is no need to be unnecessarily anxious about the outbreak. - Salgından gereksiz yere endişelenmeye gerek yok.

salgın
epidemical
salgın
contagious, epidemic; epidemic
salgın
rife
salgın
epidemic (disease)
salgın
contagious
salgın
epidemic, outbreak (of an epidemic disease)
salgın
epidemic invasion (of insects, pests)
salgın
inroad
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение salgınlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

salgın
Kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan, müstevli
salgın
Bir hastalığın veya başka bir durumun yaygınlaşması veya birçok kimselere birden bulaşması
salgın
Belli bir hareketin, davranışın, sözün toplumda yaygınlaşması
salgın
Gereğinde herkesten para veya mal olarak toplanan geçici vergi
salgın
Bir şeyin bir yere girip her yanı kaplaması, istila
Salgın
epizooti
Salgın
müstevli
salgınlar
Избранное