saldırılamaz

listen to the pronunciation of saldırılamaz
Турецкий язык - Английский Язык
unassailable
secure against attack; impregnable
undeniable, incontestable or incontrovertible
{a} that cannot be assailed or attacked
impossible to assail
able to withstand attack; "an impregnable fortress"; "fortifications that made the frontier inviolable"
without flaws or loopholes; "an ironclad contract"; "a watertight alibi"; "a bulletproof argument"
undeniable, incontestable or incontravertible
If you describe something or someone as unassailable, you mean that nothing can alter, destroy, or challenge them. That was enough to give Mansell an unassailable lead His legal position is unassailable. not able to be criticized, made weaker, or beaten
{s} not able to be assailed, not able to be attacked or assaulted, not able to be refuted
sal
raft

Tom floated down the river on a raft. - Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.

The guide sat at the front right of the raft. - Rehber salın ön sağında oturdu.

sal
ferry
sal
emit
sal
timber hitch
sal
mantilla
sal
float

Tom floated downstream on a raft. - Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.

Tom floated down the river on a raft. - Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.

sal
prov. coffin
sal
mug

Tom was carrying a lot of cash when he was mugged. - Saldırıya uğradığında Tom birçok nakit taşıyordu.

The mayor of Naples has apologised to a US tourist who was beaten up by local residents shortly after he was mugged. - Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение saldırılamaz в Турецкий язык Турецкий язык словарь

SAL
(Osmanlı Dönemi) f. Sene, yıl
SAL
(Hukuk) Yıl, içinde bulunulan yıl
sal
At arabası üzerine saman taşımak için uzun ağaç kalaslarla kurulan düzenek
sal
Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı: "Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk?"- Y. K. Karaosmanoğlu
sal
Tabut
sal
Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı
sal
ırmağın üstünden aktığı büyük yassı taş
sal
Yıl, sene
sal
ince büyük yüzeyli taş
Английский Язык - Турецкий язык

Определение saldırılamaz в Английский Язык Турецкий язык словарь

SAL
(Askeri) hafif silahlar dolabı (small arms locker)
Sal
{i} kimyasal tuz
Sal
{i} tuz [kim.]
Sal
tuz
saldırılamaz
Избранное