She can never keep a secret.
- O, asla sır saklayamaz.
I promised him to keep it secret.
- Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
Please hide the blueberry jam where Takako can't see it.
- Lütfen yabanmersini kavanozunu Takako'nun göremeyeceği bir yere sakla.
Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.
- Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.
Tom was hiding behind the door.
- Tom kapının arkasında saklanıyordu.
The suspect was hiding out in the mountains for three weeks.
- Şüpheli üç haftadır dağlarda saklanıyordu.
I've got nothing to hide.
- Saklayacak bir şeyim yok.
Please hide the blueberry jam where Takako can't see it.
- Lütfen yabanmersini kavanozunu Takako'nun göremeyeceği bir yere sakla.
Fadil drove the car to an abandoned house and stashed it.
- Fadıl arabayı terk edilmiş bir eve kadar sürdü ve oraya sakladı.
Fadil stashed the weapons in the car.
- Fadıl silahları arabada sakladı.