I promised him to keep it secret.
- Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
She can never keep a secret.
- O, asla sır saklayamaz.
Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.
- Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.
The boy hid behind the door.
- Çocuk, kapının arkasına saklandı.
Hiding from the police, Dima spent the night in a dumpster.
- Polisten saklandığı için, Dima geceyi bir çöplükte geçirdi.
Tom is hiding under the table.
- Tom masanın altında saklanıyor.
I've got nothing to hide.
- Saklayacak bir şeyim yok.
Please hide the blueberry jam where Takako can't see it.
- Lütfen yabanmersini kavanozunu Takako'nun göremeyeceği bir yere sakla.
Tom ate all the food I had stashed.
- Tom sakladığım bütün yemeği yedi.
Fadil stashed the weapons in the car.
- Fadıl silahları arabada sakladı.
Do you have something to hide?
- Saklamak zorunda olduğun bir şeyin var mı?
You don't have to hide.
- Saklamak zorunda değilsin.
This safe is for keeping valuables.
- Bu kasa değerli eşyaları saklamak içindir.
I promised him to keep it secret.
- Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
I wanted to save this for a special occasion.
- Bunu özel bir durum içim saklamak istedim.
Is it really necessary to save these letters?
- Bu mektupları saklamak gerçekten gerekli mi?
Mrs. Thompson wants to conceal the fact that she is a millionaire.
- Bayan Thompson milyoner olduğu gerçeğini saklamak istiyor.
We have to keep it a secret.
- Onu bir sır olarak saklamak zorundayız.
I promised him to keep it secret.
- Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
I'd like to put my belongings away.
- Özel eşyalarımı saklamak istiyorum.