sahip ol

listen to the pronunciation of sahip ol
Турецкий язык - Английский Язык
had

I have more money than I had last year. - Geçen yıl sahip olduğumdan daha fazla param var.

I've never had such a large sum of money. - Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.

got possession of
have

You ought to have the courage to speak out what you believe to be right. - Neyin doğru olduğuna inandığını açıkça söyleme cesaretine sahip olmalısın.

It is believed that whales have their own language. - Balinaların kendi diline sahip olduklarına inanılmaktadır.

possess

Happiness isn't merely having many possessions. - Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.

Someday, I would like to possess a sailboat. - Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.

get possession of
{f} having

I count myself lucky in having good health. - İyi bir sağlığa sahip olduğum için, kendimi şanslı sayıyorum.

I like having plenty to do. - Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.

has
{f} possessed
sahip ol
Избранное